Namık Kemal 38 ay tutsak kaldığı ve mahkumiyet süresince kötü koşullar sebebiyle defalarca hastalandığı Kıbrıs Mağusa’daki zindana getirildiğinde uzun bir yolu geride bırakmıştı. Yıpratıcı seyahatin verdiği yorgunlukla zindana girer girmez ceketini çıkarıp yastık yapmış ve saatlerce deliksiz bir uyku çekmiş.Bunu gören gardiyanlar şok olmuşlar tabi. İnsan kalbi temiz ise inandığı idealleri ve prensipleri doğrultunsa hareket edip kararlar alınca en rahatsız yerde bile rahat bir uyku çekebilir çünkü yastığa kafasını koyduğunda vicdanı rahattır.
Beni de böyle bir baba yetiştirdi. Hayatı boyunca ne ideallerinden vazgeçti, ne de vicdanıyla çelişkiye düşen bir eylemde bulundu.
Çocukken dedemin ona verdiği en anlamlı öğüt neydi diye sormuştum. Yıllar sonra kelimesi kelimesine hatırlayabileceğim kadar zihnime yer etmiş bu sözü babamın.
“Çocuklarının senden maddi maneyi daha iyi yerlere gelmesi için gayret göster.
Önce sağlıklı sonra mutlu olmaları için çaba harca.
Daha iyi okullara gidip daha iyi eğitim almaları,
Daha çok yabancı dil öğrenmeleri,
Dünyayı senden daha çok gezmeleri için onlara her türlü desteği sağla.
Bunları yaparken ne eşini ne de çocuklarını utandıracak bir duruma sokma kendini,
evlatların senden hep gururla bahsetsin.”
Oğlumu hastanede ilk kucağıma aldığımda beni endişeli ve meraklı gözlerle incelerken babamın bu sözü geldi aklıma. Şimdi oğluma her baktığımda, saçlarını her okşadığımda ve ona her sarıldığımda kendimi babama biraz daha yakın hissediyorum.
Biz seninle ve yaptıklarınla hep gurur duyduk ve senden gururla bahsediyoruz.
Babalar günün kutlu olsun.